1990-2012 arasında AB’ de yenilenebilir enerjinin tüketimdeki payı 2 katına çıkarken enerji yoğunluğu %1.7 azaldı.

Avrupa’ da tüketilen enerjide yenilenebilir kaynakların payı 1990 yılında % 4.3 iken 2012′ de % 11′ e ulaştı. Solar fotovoltaik, solar termal ve rüzgar gücü gibi teknolojiler 2005′ ten bu yana en yüksek büyüme hızına sahip olmalarına rağmen biyokütle ve hidroelektrik enerji kaynakları yenilenebilir enerji tüketiminin artış sürecinde en büyük paya sahiptir.

Nükleer enerji tüketimi AB üyesi ülkelerde 2004 yılında mutlak anlamda zirve yaptı. Buna karşın, nükleer reaktörlerin planlanan ömürlerinin tamamlanması ve Almanya’ nın,  Fukuşima felaketinin ardından nükleer enerji üretiminden geri çekilme kararı ile Avrupa’ da nükleer enerji tüketimi 2005′ ten 2012′ ye gelene kadar %12 oranında azalma gösterdi.

Yine de  2012 yılında nükleer enerji tüketimi hala 1990 yılından % 11 daha yüksek.

European Environment Agency

graph

www.eea.europa.eu/soer-2015/europe/energy

1990-2012 arasında AB’ de yenilenebilir enerjinin tüketimdeki payı 2 katına çıkarken enerji yoğunluğu %1.7 azaldı.

Türkiye’nin Yenilenebilir Gücü

image

Bloomberg New Energy Finance, WWF-Türkiye işbirliğiyle hazırlanan “Türkiye’nin Yenilenebilir Gücü” raporu, yenilenebilir enerjiye yatırımı önceliklendirecek bir Türkiye’nin hem artan elektrik ihtiyacını karşılayabileceğini, hem de bunu kömür odaklı mevcut politikalarla aynı maliyete başarabileceğini ortaya koyuyor.
Araştırmaya göre, 2030’a kadar Türkiye’nin artan ihtiyacını karşılayacak elektriğin üretimi için, taş kömürü ve yerel linyit öncelikli mevcut stratejinin maliyeti ile yenilenebilir enerji odaklı seçeneğin maliyeti hemen hemen eşit olacak: 400 milyar ABD Doları. Önümüzdeki on beş yıl içerisinde güneş ve rüzgârın seviyelendirilmiş enerji maliyetlerinde görülmesi beklenen düşüş bunu mümkün kılacak.

kaynak

Türkiye’nin Yenilenebilir Gücü